Sunday, 6 March 2022
Son sanal toplantımızdan büyük keyf aldım, özellikle Ahmet İnam'ın felsefe konulu görüşleri ufuk açıcı idi. Alev Erlevent arkadaşımın sevgi konusunda söylediklerine de katılıyorum. Kendisi öğrenciliğini dondurup, Konservatuvar'da yanılmıyorsam kompozisyon bölümünü bitirip tekrar aramıza döndü, büyük zenginlik bence. Öğrencilik yıllarımızda çoğu arkadaşlarımız yurtta kalıyorlardı, sabah saatlerindeki muhabbetlerini hep ilgi ile izlerdim. Ben ailemle birlikte olduğumdan ve ders sonu hemen eve döndüğümden bu keyfli ortamdan uzak kaldım. Sizler ara ara birlikte olup "muhabbet" ediyordunuz, ben daha çok ev iş ve çocuklarım ile zaman geçirdim. Eşim hep eleştirdi beni bir tane yakın arkadaşın yok diye, çünkü kendisi kayıt kabulde görev yapıyordu ve zaman zaman bölüme gelip hareketli ortamı görüyor, benim niye sizler gibi olmadığımı sorguluyordu. Belli ki bir tarafım eksik benim, yaradılış işte :)
Teo beyin fizik dünyaya dönük yüzü tabii bizlere çok şey kattı, ancak enerji boyutu ile hiç ilgilenmemiş olmasını da yapısına bağlıyorum. Carl Sagan da böyle idi, bir söyleşisinde soruyorlar ESP (Extra Sensory Perception) hakkında ne düşündüğünü, 'hoax' yanıtını veriyor. Bilim 'nasıl'a yanıt arar, felsefe 'neden' diye sorgular. Felsefesiz bilim müziksiz yaşamdır bence, felsefe yaşama anlam katar, anlam arar.
Türkçe F klavyeyi 40 yaşımda günde bir saat çalışarak içselleştirdim, her dile özgü ayrı klavye dizilimi vardır, daktilografi yarışlarında her dilin daktilografları kendi dillerinin diziliminde yarışırlar, Türk daktilograflar defalarca dünya şampiyonu oldular. Sevgili Aydın Köksal Türkçeci olarak dizüsütünde klavyeyi F düzenine geçirmiş, iyi de F klavyeden amaç bakmadan on parmak hızlıca yazmak içindir, kendisi yine iki parmak bakarak yavaş yavaş yazıyor, felsefesizlik budur işte :) Türkçe bilim dili olmalıdır diyor Aydın, tamam olsun tıbben mahsuru yok da, binlerce yıldır bu coğrafyada ne kadar bilim üretildi ki? Bizim coğrafyamız mistik ağırlıklı coğrafya: buradan Mevlana, Karacaoğlan, Yunus vb. çıkmış, ama Galile, Kepler, Kopernik batıdan çıkmış, neden?
Fizik Prof. Mitsui Kako uygarlıkları enerji kaynaklarına göre şöyle sınıflandırıyor: birinci düzey uygarlıklar üstünde yaşadıkları gezegenin içindeki enerjiyi kullanırlar, ikinci düzey uygarlıklar gezegenlerinin etrafında döndüğü yıldızın enerejilerini kullanabilenlerdir, üçüncü sınıf uygarlıklar ise tüm evrenin enerjilerini kulanabilirler, biz ise sıfırıncı düzeydeyiz çünkü çevreye zararlı fosil yakıtı kullanıyoruz diyor.
Sevgi ve sağlıcakla kalın hepiniz